Hürriyet

17 Ağustos 2010 Salı

Vın Turizm ( Son )

Vın Turizm (Akşam 4)

Öyle güzel bir akşam
Öyle güzel sizi saran bir esinti var ki,
Gündüzden sıcaktan dolayı kısa süren deniz faslından sonra,çayları alıp bu narin bahçede harmanlanırken arkamda bir teyze görüverdim.
Teyzecim, yazlık elbise ensesinde tülbent
“Merhaba siz ana kız gelenler misiniz? Dünden beri sizi arıyorum. Çok tatlı insanlar dediler göreyim istedim”
-Aaa hanım teyze merhaba hoş bulduk ( hemen elini öpüyorum) bende seni sormuştum hemşeriymişiz.
Ve muhabbet başlıyor ; eskiden Fatih de konak ta oturduğunu, Cağaloğlu’nda oturduklarını 5 çocuğunu,hayatını,eşini,eşinin işlerini ve sonunda gözleri dolarak Ahhh S….’mı çok severdim en has kızımdı o benim. Başlıyor ağlamaya.
Teselli ediyoruz.
Bana fotoğrafını söylüyor girer girmez karşımıza çıkan gülen gözlerle bakan hanımefendi.
Ahh diyor her şeyi tamamladı biraz gün yüzü görseydi ya.
Yarın benim odaya gel sana albümü göstereyim diyor.
Sonra bu şirin yeri nasıl kurduklarını,emeğini anlatıyor laf yine kızına geliyor beni,benim hikayemi dinledikten sonra…
Tamam,ne güzel bakıyor diyorsun, ama sende çok güzel kızsın ve çok güzel bakıyorsun canımmm diyor bana. Sen de onun gibi bakıyorsun,içli işte.
Tamam,diyorum yarın gelirim bakarım albüme.
Akşam kıyıda onu düşünürken yaşadıklarını emeğini şu an ki çaresizliğini ayna tutup kendime bakarken aslında yaşamın her ne pahasına olursa olsun güzel olduğunu esasında kendi kendimize anlamlar kattığını düşünmek istiyorum…Düşünmeye çalışıyorum.
Yıldızlar tepemde, hafif bir esinti önümse “derin deniz” kayığı sallanıyor beni de sallıyor.
Sabah olsun istemiyorum.
Ben buraya aşık oldum.
Siz gitseniz inanıyorum ki sizde olacaksınız bu şahaneliğe
Şükürler olsun ki böyle bir güzelliği yaşama fırsatım oldu. Her ne şart da olursam olayım bugün şehirde iken de aklıma gelen iyi ki gitmişim.
Kıyısı,yemekleri, seni senden alan geceleri, sabah ferahlığı,sessizliğin sesi yıllardır özlemini duyduğum kapıları aralıyor gibi bana sanki. Ya da öyle olsun istiyorum.
Kim ne diyor ne konuşuyor umurumda değil, dikmişim karşı kıyıya gözlerimi. Saçlarım savruluyor henüz kurumamış ıslak ıslak, hastalığa kafa tutarcasına savrulsun bırakıyorum.
Öyle dalıyorum ki nefesi derin derin çekmeyi bile unutuyorum.
Herşer karma çorman, her şey bir şeylerin içerisinde. Ne oldu da böyle oldu.? Bilmiyorum.
Her şeyi bıraktım havanın güzelliği ile flörtteyim kimse uyandırmasın beni bu doğallıktan.
Dalıp gitmişim ta ki yabancı Fransız gündüzde elele diz dize olan çift bir şey soruyor.Cevap vermeye çalışıyorum zaten geldiğimin ilk günü başka Fransız bir çift bir şey soruyor şef anlamamış yanıma geliyor geleli 1 saat olmamış.
-Abla afedersin ya İngilizcen var mı anlamıyorum da çok afedersin.
Yani var da mükemmel değil .
-Lütfen abla anlamıyorum anlatıyor ama
Tamam gelelim bakalım neymiş ızdırabı.
Nasıl yardımcı olabilirim vs. Çok memnun oluyor çift meğerse karısının doğum günüymüş iki kadeh ama kadehte şişe ayrı bir beyaz şarap istiyorlarmış.
Duyun Türk erkekleri ne centiller var. Bu çift de 50 üstüydü.
-Ayy abla çok sağol emi doğal ne demek abla üzümleri göstericem de bunlar gibi diycem.
Gülüyorum gaza geldi şef.
Sonra dan öğrendim ki organik miş şaraplar.
Her akşam dizi dizi inci kolye gibi her akşam sıralandılar kıyı da arkamı döndüm mecbur.
Tek başına zevkli olmuyor.
Neyse müzik damardan ben benden geçmişim içkiye ne hacet.
Ne güzel bir histir bu duygular geldi mi yakala. Uçurtma kuyruğu gibi mutluluk yarat yaşamına.
Bahçeden koparılan asma yaprakları her akşam hazırlanan gündüzden tutulan balıkların altına konarak ikram ediliyor.
Anlayacağınız her şey dört dörtlük.
Akşam üstü kıyıya fotoğraf çekmeye gidiyorum bir manzara yakalamıştım ( bu arada fişini bulamadığım için bu güzel kareleri hala gönderemiyorum)ondan dönerken yoldan bir amca bana “erken dönüyorsunuz bu gün “diyor ve abşlıyor anlatmaya.
“beğendiyseniz buraları ….şu kadar 380 m2 ev var şurda arkada deniz arkasında.”
-valla çok güzel de şu anda imkanım olsa hemen
“tamam canım bende eğer imkanınız var ise dedim siz düşünün benim adım C. E bak şu İngiliz 30 a aldı 500 istiyor şimdi barakaya. Ha, birde tabi enişteyi göreceğiz önce biz öyle herkese ev vermiyoruz seçiciyiz”
Yani ayağıma kadar fırsat geldi ama …
Neyse…Ama ları kuma gömdüm ben.
En güzeli benim olacak eninde sonunda …
Dostlarımı ağırlayacağım o ev de .
Onlar; eğlenmeye ,gülmeye,sohbete, mutlu olmaya gelecekler.Beni gerçekten sevenler gelecek . Benimle olmaktan keyif alanlar. Sırtını dönmeyenler,sırtından asla vurmayanlar…
Çok kalabalık olacağız. Mehtap turuna çıkacağız. Çoğunluk uyarsa yıldızlar altında uyuyacağız,sohbet ede ede sabahı doğuracağız.
Oh, ne güzel bir yer burası neler yazdırıyor bana epeydir unutmuştum bunları.
Allahım duy sesimi sayısalı bana çıkar yeni hayatıma burada başlayayım.
Sabahın doğmasını istemediğim akşamın koynuna gizlice sığındığım bu güzel mekan da mest oldum adeta.
Sabah Hanım Teyze kabristana gitmek üzere hazırlanırken oğlu ile beni tanıştırdı.
Nasıl methediyor bizi. İşte İstanbul hanımefendileri. Çok tatlı kız bu kız benim kızım biliyormusun babası da babanı tanıyor muhtemelen.
Adını soruyor oğlu muhteremin söylüyorum sonra Asayişte ki lakabını bana benzer yüz hatları diyorum.
-Tamam biliyorum diyor
Yaw ben boş yere bir yere gitmem,çekilmem oralara.
Hey gözünü sevdiğim babam. Yine yanımdasın sağol nur ol emi.
Albümler çıkıyor sıra sıra.
Madem yazıyorsun diyor Hanım Teyze gel burada üst kat da yaz kal istediğin kadar. Roman yaz hatta beni yaz benim hikayemi. Sen de bir şeyler var ama çözemiyorum çok güzel bir insansın diyor 70 i devirmiş hanım teyze. Oldum olası yaşlılar ile aram iyi olmuştur çok şükür.
Ahh diyorum ahh içimden şu an imkanım olsa şu an şu salise burada kalırdım.
Kendimden başka kimse yokken burada sıfırdan başlardım yeniden.
Her dibe vuruşun muhteşem çıkışı olduğu gibi bu güzel yer de başlamak süper olurdu.
Son gecemiz yan motel den Ankara ve Bursa lı iki şen hanım geliyor.
Bu arada Fransız çift de ilk kez oynamak istiyorlar
Yaw diyorum sessizliğin sesinin içine 1 şarkılık edeceğiz ama yabancıya ülkemizi anlatmak lazım değil mi?
Yok mu mezdeke?
Geliyor mezdeke
Ben Fransız hanıma
Gösteriyorum çalkala right left turn turn
Ne güzel yapıyor şaşırırsınız
Sevgilisimi eşimi çiftin diğeri geliyor
Diyor ki :
Afedersiniz bu eski bir oyun ama erkeklerde oynayabilir mi ayıp mı?
- Yani genelde kadın oyunudur diyorum aslında sana efe yakışır diyemeceğim için oyna oyna abim oyna diyorum bir sallıyor sallıyor
- Havai fişekler ard arda yakılıyor
Hanım Teyze beni yukarı çağırtrıyor şef garsonla
Buyur teyzecim:
-Gel bir fotoğraf çektirelim çok sevdim ben seni aferin sana sesinize indim bahçeye . Bak burası sana uğurlu gelecek. Bu eğlence senin için
Diyor
Valla da bizim için.
Fark bu işte
Yüreğimi seveyim…
Sabah yola çıkacağız anneme sürpriz yaptım hayatında ilk kez uçağa binecek ama otobüs ile döneceğiz biliyor yolda durumu çaksada kızıyor söyleniyor ama uçakta lunapark da gibiyim diyor. Dünya gözüyle onu uçağa bindirdim oh içim rahat şimdi.
Hanım Teyze telefonumu ,adresimi, e postamı alıyor.
Bana durumun hakkın da haber ver ve istersen gel buraya hatta gel diyor
Hesaplara bakarsın vs…
Sen bana lazımsın
Burası senin yerin ona göre.

Hiçbir şeye üzülme o konuyu da hallederiz .Göz kırpıyor bana.
!!!
Anlamadım
Neyse anlamamış olayım.
İnternational bir motel den İstanbul sahibesi hanımın yaşadıkları emeği ve anılarıyla harmanlanmış bu özel mekan da anlatabileceklerim o kadar çok ki sayfalar yetmez.
Derler ya
Anlatılmaz
Yaşanır
Dört kısa günden bana kocaman güzellik kaldı.
İyi ki gitmişim.
Gönlümü seveyim.

Hiç yorum yok: