Hürriyet

2 Ağustos 2010 Pazartesi

Baba Evi Kabuğum...

http://www.porttakal.com/video/baba-evi/



Hava kararmaya başlamış,
İş den eve gidiyorum anneme istikamet.
Sırf eski günler gibi
İlk ortaokula başlayışım, darbe yemiş bir ülkenin taze fidanları olarak.
Aynı yollar…
Farklı yüzler
Genişlemiş bedenler
Küçülmüş sokaklar
Aynı durak, o ağabeyler yok artık…Mahallenin gönüllü koruyucu bekçileri.
Kadınlar dağınık.
Nerede o eski güzellikler.
Gören nimet görmüş gibi.
Dolmuş aynı
Otobüs aynı
Durak aynı
Çöp aynı
Suretler farklı
Ben gibi olanlar teyze
Anne gibi olanlar nine
Baba zaten yok
Ah!
Canım içi.
Mutluluğum,
Gözyaşım
Buğulu gözlerle sırdaşım.
Samatya da aynı sanırım karanlık istemezsin ineyim oralara yalnız onun için senin evindeyim.
Gönülden hiç çıkamadığım tek gerçek yuvam.
Anacım kızmış bana,
Elini öpmeye gidiyorum.
Bu aralar herkes de bir yüksek gerilim.
Üzüyorum elimde değil
Sebepli sebepsiz
Nazımı çeken bir tek o kaldı.
Yapmış bana köfteler, salatalar,çorbalar.
Yutkunuyorum
Yutkunuyorum
Ve
Yutkunuyorum
Söyleyemediklerim için.
Ben kimseleri üzecek biri değilim ama hayat bu şekilde şu aralar…
Beni çok ciddiye alıyor,
Ya da ben onu!
Amma bir elime geçersen hayat.
Ağzından girip burnundan çıkmak tek vazifem olacak inan.
İyi bilirsin beni
Paşa’lıyım ben
Ve şu an babamın evindeyim
Huzurluyum.

Hiç yorum yok: