Hürriyet

27 Ağustos 2010 Cuma

Aferin Sana...

Saat akşam dokuza geliyor bugün kapıdan girdiğimde
O kadar yorgun ve bitkinim ki
Sorsanız ortada bir şey yok
Yetmez miş gibi 15.000 adet toplantı tutanaklarının ayrı ayrı fotokopilerini çekmek için uğraşırken; bunları yaparken uçak rezervasyonu nu yanlış almışım .Karşı taraf nasılsınız ? soruma hiç iyi değilim diyor…
Valla bende öyle en az üç kişinin işini bir kişiye yaptırırsanız hali bu
Ya benim halim araba bulamadığım için üç vasıta ile artık vücudumu taşımak istemeyen ayaklarımın üzerinde; üstelik iki gündür bilfiil sabah 8:15-19:00 ayakta durmaktan doğum yapmışçasına ağrıyan belim ile çıkıyorum merdivenleri.
Lokma atacak halim yok, bu yazıyı da her zaman ki gibi rahatlamak amaçlı yazıyorum.
Kapıda… Tatataaammmm
Beklenen şarkı
Pardon beklenen kağıt

İş yerinde dün bir şeyler oldu neyse artık sade benim meselem
Üstüne bu
Üstüne diğerleri
Üstüne diğerleri
Ben artık cidden uzaklaşmak istiyorum
Nasıl olsa beni tutan yok
Hiç kimse yok…
Şu an omzumu koyacağım kimsenin olmadığı gibi
Her şey yalan dolan hikaye
Herkes kendi çemberinde tur aleminde.

Sıfırdan başlamak için hiçbir engelim yok
Yeniden başlamak için biraz umut lazım
Kağıtları aldım şöyle bir baktım
Bu mudur ?
Bu kadar mı bıktın,yıldın,usandın
Bu kadar mı zulmettim
Bu kadar mı kötüydüm
Ben neydim ?
Allah aşkına hiç mi akıl veren de yok sana
Yazık…
Beni kütüğünden siliyorsun da gönlünden silebilecek misin peki ?
Ah canım, bunu da anlayacaksın ama artık nafile
Beni bu hallerde bıraktıktan sonra her şey bahane,
Ne bu iş ortamını hak ediyorum
Ne bana sunduklarını
Hayat, ben mutlu olmak istiyorum
Sana son kez kafe de söylediklerimi de yuttum, tüm sözler gibi.
Artık gönlümden dilime gelse de onlar da öldü
Bu son gelen not ile birlikte.
Ne yaptın sen böyle ? Farkında mısın?

Sana gelince
Ne oldu şimdi ?
Mutlu musun?

Mutlusun
Aferin sana

Bana aldırma…Aldırma.
Aldırma gönül aldırma …
Ben bu şarkıyı yıllar önce ezberledim…
Eyvallah …

Hiç yorum yok: