Hürriyet

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Vın Turizm (Akşam) 3

Akşam olmak üzere…
Mutfakta tatlı telaşlar
Kıyıya yakın yere masalar kurulu ve üstlerine kırmızı örtüler seriliyor.
Onlar hazırlanırken ben orta kahvemi rica ediyorum böyle mine çiçekleri arasında kahvem geliyor. Annem kapıyım mı bakıcan mı diyor ?
Yok ,diyorum.
Annem saat soruyor
Yok diyorum
Haber soruyor
Yok diyorum
Anne, lütfen unut her şeyi unut.
Bak,şuraya bak manzaraya, doğaya, üzim ağacının altına konmuş giri siyah taşlarının rengine bak. Şu kedilere bak.
Saati unut ve lütfen bana da hatırlatma.
Elimde olsa beynimden birkaç kişi dışında yaşadıklarımı, ilişkilerimi, nalet olsun her kötü gelmişi silip denize atmak isterken bana dünyaya ait bir şey hatırlatma lütfen.
Bırak dünyam iki üç gün olsa burası olsun.
Derin derin nefes alıyorum.
Boğuluyorum zira anlatamıyorum.
Fonda müzik çalmaya başlıyor.
Hayda Leman Sam “ uğruna döktüğüm gözyaşları için,yağmurdan özür dilerim dilerim,öldü dersin gül güzeli tılsımını kaybetti/İlhan Şeşen “ neler oluyor bize sana neler bana neler oluyor”
Ayy diyorum neler oluyor
Bir şarkı 10 kez çalınmaz ki meğer sahibi çok severmiş o yüzdenmiş aman diyorum değiştir değiştir.
Derin derin nefes alıyorum
Boğuluyorum zira anlatamıyorum.
Masalara kurulmaya başlıyoruz.
O kadar güzel ki yer…
Hafiften dağın ardından yeni ay doğuyor ve bugün yıldız kayması varmış üç yıldızın kaydığını gördüm.
Garson diyor ki kaç müşteri yeni ay doğsun diye bekliyor size denk geldi.
Eee ben gittiğim her yerde Yeni Ayı doğururum, ne güzel
Bu kadar mı yakın bu kadar mı güzel bir manzara olur.
Aşık oluyorum
Yıldızlar doğmuş üstümde tam hayal ettiğim gibi.
Birde o odalarda kaldığınızı düşünsenize sabaha kadar otur camının önünde.
Kışın şöminesi gibi yazın tatlı rüyası yıldızların altında aşık oluyorum bu doğa güzelliğine.
Fonda şarkı çalıyor:
“penceremin perdesini havalandıran rüzgar gir içeri usul usul beni bu dertten kurtar”
Derin derin nefes alıyorum
Nefes alıyorum
Tam o sırada pat kucağıma bir şey sıçrıyor konağın kedilerinden biri böyle müşterilerin elinden yemek yiyor, simsiyah göremiyorum.
Hışım gibi kalkınca garson geliyor ensesinden tuttuğu gibi Yunan gibi denize döküyor kediyi.
Ben ne yaptın ? dememe kalmadan vın denizden çıkıp konağa kaçıyor.
-Merak etme abla böyle yapıyoruz ki karizma gidiyor 2 saat kendini kuralamaya çeker ki herkes rahat etsin ( bir sonra ki gün köftelerimi paylaşıyorum ki
Beni affetsin diğerlerini bilemem)
Balıklar gelmiş,denizden gündüzden tutulmuş.
Mezeler gırla
Tabi içki içemiyoruz ama arada ben bir bira bir beyaz şarap almayı başarıyorum anneme kalsa yanından bile geçemeyeceğim.
O gece ve ondan sonraki kaldığım her gece iskelede uyumak istedim.Yıldızlar altında o halde sarhoş içkiden değil doğallıkdan,sevgiden,güzellikten,aşkdan…
Yatamadım eşim olsaydı yanımda belki hayal ettiğim 4 gece bana eşlik eden “derin deniz” kayığında beraber yatartık.
Dalgalar bizi sallarken sarmaş dolaş yıldızlar altında birbirimizi daha iyi anlardık.
Güzel yemek güzel müzik
Geceler bitsin istemiyorsun.
Her yerin başka havası vardır buranın gündüzü kadar gecesi daha dolu dolu.
Karanlıkta attığınız ekmek lokmalarını yutan balıkçıklar gibi gerçek.
Gerçek olmasını hayal edecek kadar güzel ve temiz
(Arkası yarın

Hiç yorum yok: