Hürriyet

30 Ağustos 2010 Pazartesi

Bir Valiz Bin İnsan

Bir valiz Bin insan


Bir valize sığdırılabilir mi bir sürü yaşam.
Yeri geldiğinde tatile giderken bile eşyalarımız sıkıştıramazken hangi hayatları tıkış tıkış doluşturabiliriz bir Eminönü valizine…
Bu fotoğraflar gösteriyor ki öyle tıkış fıkış falan da girmemişler, bir gün birinin açacağını ümit ederek oraya saklanmışlar…
Valiz dedim de nişan bohçam için en güzeli olsun diye eniştemle kapalıçarşıyı alt üst etmiştim nedeni ise su geçirmez olsun diye. En güzeli olsun diye.
Eniştem sonun da isyan etmişti.Çok komiğim ben hakikaten am iyi ve özel olsun istiyorum ne yapayım ben böyleyim:)

Nerede kalmıştık?


Fotoğrafları çok severim oldum olası artık genetik midir(babamdan) kendimle ilgilimidir orasını bulamıyorum ama çok seviyorum.
Aslına bakarsanız hayatlar sessizce orada yaşamaya devam ederler esasen insanlar onları bırakıp gider…
Kardeşimin yurt dışından kızı varınca eve, onun isteği benim isteğim ile bütünleşince hazır birkaç gündür aile olmanın tadını çıkarırken o valizi çıkarıverdik gece yarısı.
Çünkü onun 19 dolup 20’sinden gün alacağı bayram günü bir slayt geçiş yapacaklar.
Eee bende gaza bastım biraz tabi…
Bir valizcik mi diye kendi kendime seslendim.
Benim fotoğraflarıma bakmak isteseler ki, ben bile istesem aradığımı kolay kolay bulabilmem mucize çünkü yaklaşık sanırım 3 yada 4 bildiğiniz büyükçe bir koli içinde saklı benimkiler…
Valizi açıyoruz; bir valiz de bin hayat...
Kayınavalide’nin hayatı.Kayınpeder’in onların akrabaları ,çocukları,torunları
Bir onlar kadar karşı tarafın
Neyse sıra bize de geliyor
Ama dikkat ediyorum fotoğraf düzenini yapmaktan ve fotoğraf çekmekten bir sürü etkinlikten eksik kalmışım ve benim kadar hevesli olan da çıkmamış ki ben es geçilmişim. Kendimi görmek istedim,nasıldım ne şekildeydi saçlarım ya kıyafetim,mutlumuydum gülüyormuydum yoksa yüzüm asıkmıydı, kayıptım o zaman da aslında anı yakalayan bendim ve yoktum.
Dahası o küçük çocuk benim olduğumu da bilmiyordu orada, kimse de söylememişti.
Kayınvalide’nin ameliyat sonrası geçmişte yakaladığı görüntüler onu duygulandırmış, bana anlatmaya başlamıştı yaşanmışlıklarını.
Nedense herkes benimle yaş sınırı olmaksızın mazisini paylaşır ve ben seve seve dinlerim.
Eski günler..Eski hanımefendiler.Hilafsız, tartışmasız çok güzeller. Makyaj aşırı değil,saçlar konuşuyor, zerafet konuşuyor. Gözlerimin önündeki anam fotoğraflara bakınca ne kadar da küçülmüş…Ellerimde kaybolacak sanki.
Ya bu iki kız çocuk dans eden biz miyiz kardeşimle.
Aman Allah’ım 10 yıl önce düğünde göbek atan da ikimiz miyiz. İlk fotoğraf ne kadar saf.
İkinci büyümüş almış gitmiş gözler dışında ifade aynı.
Ben yine cinpirik bakıyorum.
Ailenin büyümeyen haşarı çocuğu.
Ama kayınvalide diyor ki: “ off beni nerelere götürdün bu valizle “
-Tabi iyi ki geldim değil mi renk oldu işte
Hıım… diye valla öyle diyor.Yine gel, hep gel.
Kimse bilmez bazen, kendi beden valizimizde neler yüklendiğimizi gülümseyrek neşe veririz etrafa.
Etraf memnun yeter de artar bile kalan üç günlük ömrümüze.
Yeğenim ise herkese bir şey almış kendince
-Ahh kıyamam canım kızım neden harcıyorsun paranı…Aaa üstünde Broadway yazıyor bunun.
*Eee bilerek aldım Teyzem senin için diyor.
Dün ellerimde doğmuş bugün bana ilk maaşı ile hediye almış üstelik tarzımı bilerek. Kİme çekmiş acaba ?
Ağlarsın yapacak bir şey yok
Sonra fotoğraflara bakarsın
Dün, ellerinde kokusunu içine çektiğin ve onun için en güzel düşler istediğin prensese
Kimselere anlatmazken iki gündür macerasını kahve falı bahanesi ile bana anlatıyor sonra bir masaya geçip kardeşimle onu dinliyoruz, Amerika’da yaşadıklarını…
Canım yaw ne kadar olgun
Ne kadar bana benziyor huyları…
Umarım şansın da güzel olsun
Senin de bir valizlik saltanatında, açtığında hem duygulandıran hem de gülümseten anıların olsun.
Yarım kalan hiçbir düşün kalmasın…
Ömür dediğin nedir ki; dünya sarhoşluğunda…
Biraz tebessüm biraz aile meclisi. Yalan yanlış fark etmez.
Bir huzurdur aileler… Saklanırlar bir valiz de sarılmış fotoğraflar o hane de bulunan herkesin tek tek anılarına…

Hiç yorum yok: