Hürriyet

28 Ocak 2011 Cuma

PİYANO

Tam,
Ada yı düşünüyordum….

Onun üzerine yazı yazmayı,
Birden gazetenin başlığını gördüm “sonunda bulundu”diye.
Suçlu bulunmuştu.

16 yaşında bir genç,
Sanat okuluna giriş için planlamıştı tüm bunları.
Balıkçı teknesine koydum diyordu,
Gerçekten doğru olabilir miydi? Alınan bilgiye göre 350 kilo olduğu belirtiliyor.
350 kiloluk bir PİYANO Miami sahilinde.
Onun bu etkinliğinin, sanat okuluna bir faydası olur mu tam olarak bilemiyorum ancak benim ruhumda çok güzel bir iz bıraktığı kesin.

İstisna bir durum tasarlamış.
Daha doğrusu hayal etmiş ve yapmış.
Deniz ve Müzik.
Notaların, kıyı ile dansı.
Kumlar deniz ile öpüşürken ayışığı altında,piyanonun o büyülü sesi yankılanıyor olacak.
Ada da,sahilde,denizde ve tüm okyanusta…

O ıssız ada durumunu yaşamak isterdim o piyanoyu gördükten sonra.
Ne alırsın yanına? Deseniz.
Hiç düşünmemiştim ancak cep telefonumu almam bir kere.
Enerjisi hiç bitmeyecek bir radyo olsa yeter diyeceğim ancak bir piyano söz konusu ortada.
Belki doğru notalara basmayı öğrenir duruma getirirdi beni.
Ot bile kemirebilirim bu enfes doğa da.
En çok çayı ararım mesela.
Muhakkak bir kuş olmalı diye düşünüyorum.
Bir güneş ve ay.
Yeter de artar bile.
Her yer ummansız senin.
Ne güzel bir duygu.
Şu an yazarken bile o havayı hissettim.

Geçen gün Miami sahiline bırakılan ve şimdi kimin tarafından bırakıldığı bulunan bir piyano.
Ne güzel şeyler düşündürdü bana.

İnsanın ne güzel bir doğasıdır hayal etmek.
Uçmayı düşlemek gibi
Denizde yürümek gibi.
Kimsesiz bir ada da özgürlük güzel bir ibadet.

Hiç yorum yok: