Hürriyet

2 Ocak 2011 Pazar

Gel...

Sen de
Benim gibi
Yorgunsan savaşlardan;
Ve son durağın olacaksa bu han,
Ne istediğini gerçekten biliyorsan
Gel…

Kalabalıksan, sakın ilişme yanıma
Ben severken bir olmak isterim
Ve
Ölene kadar öyle kalsın isterim.
Böyle ruhumun danteli,
Öyle işlemiş Yaradan.
Kabulsen,
Gel…

Yıkık dökük duvarların ardında;
Koruyabildinse masum yüreğini bir kuytuda
Yağmuru seviyor, karla dans edebiliyorsan.
Benim kadar gezmeyi seviyor
Ve her an çocuk olabilme ihtimalini içinde saklı tutuyorsan
Gel…

Hiç bilmediğim adını,
Yüreğime ezberletecekse gözlerin
Ve narin bir kır çiçeği gibi saklayacaksan benim gözlerimi
Her an…
Ruhumu taşıyabileceksen,
Hastalık da, mutluluk da
Her an için mertçe söz verebiliyorsan
Gel…

Maziyi boş verip, ders alarak
Geleceğe güzel bakabiliyor
İki yüreğimizi ortak bir kürek yaparak;
Yelkenin dümenini hep ileriye taşıyacaksak
Gel…

Kızgınlıklarını ruhunun buz dağıyla eritip
Camdan yüreğime dokunmayacaksan,
Her şart da hep sevgiyle bakacaksan
Hamurunda aşkı hep yoğuracaksan
Gel…


Gel…

Hiç yorum yok: