Hürriyet

4 Ocak 2011 Salı

Kış Kırıklıkları...

Kışın kırıkları

Kışın kırıkları derin olur.
Yapraklar kırık kırıktır soğuktan ve rüzgarlar örter tüm caddeleri.

Gölgesini göremez hiçbir insan
Güneşe hasrettir çünkü.
Hayat dan değil,sıcaktan bunalırsın
Dondurma, limonata açıverir içini,
Sabah gözünü açmadan bir güneş süzmesi ruhuna yansır.
Ve sen sevmeyi,aşkı seçersin
Mevsim ya bahar ya yazdır.

Kışın ise kimse tercih etmez
Herkes sersemdir çünkü.
Doğasına uymamış gibi hareket ederek bir o yana bir bu yana savrulur gider…
Aşkı unutur
Sevmeyi unutur
Gülmeyi unutur.
Gölgeler kovalamaz olur yaz akşamlarının puslu sigara dolu koridorlarında
Bir nefeslik sıhhat kadar dolu doludur yazlar.
Ve kışlar
Bir o kadar
Sessiz
Bir o kadar yalnız
Bir o kadar
Bir…

Bir çöpçü süpürüverir eski yaprakları,
Makarna paketinin bitmiş poşeti gibidir damarları artık görünmez yaprakların
Hangi adanın hangi çiçeğinin tohumudur artık bilinmez…
Yazlar biter
Kışlar göçer
Ve ömürler geçer…
Bilemezler
Söylersin duymaz
Yazarsın anlayamazlar…
Yazlar seçilen
Kışlar sinendir…

Hiç yorum yok: