Hürriyet

7 Ocak 2011 Cuma

Emek.Çile.R...

Adı,
Osman olsun.
Ne fark eder ki;
Ahmet ya da Hüsamettin.

Netice de hayatı boyunca Başbakan muamelesi göremeyecek
En azından bu gelişinde tabi,
Bir daha gelinebiliyorsa
Zaten gelince nasıl bir dünya ile karışılacağımızı bence bir hayal edin.
Şu an yaşarken içinde bulunduğu topluma uyum sağlama süreci yaşıyoruz.
Şehirler artık birer köy iken
Hangi uyum…

Aslında köyünde bir güzelliği ve özelliği var
Ancak ne o göç edenler
Ne de yaşayan eski halk artık horoz sesini duyamıyoruz.
Hiçbirimizin bahçesi yok.
Maydanozu market den alıyoruz
Çocuklarımızın yanakları pembe değil.
Solgun,yorgun ve öylece beklemekte,
Eşitliği adil bir dünyayı…

Osman Bey,
Her sabah bindiğim belediye otobüsünde yolculardan biri
Ben gibi
Diğer emekçiler gibi
Bizim ofisin yanında ki lokanta da çalışıyor.
Aşçılara mı hastır bilmiyorum
Kocaman bir göbeği
Türk bıyığı ile koşa koşa işe gidiyor
Hemen hemen ayak da hergün,
Gün içerisinde eğer dışarı çıkabilme imkanım olursa onu görüyorum
Soğukta biten tüpleri değiştiriyor dışarıda
Yahut saat hemen hemen üç ya da dört de ancak yemek yiyebiliyor
Kapının dışında otoparka bakan yerde,
Bir iki arkadaşı ile yiyor
Soğuk falan önemli değil
Karın tokluğuna çalışmak bu mu olmalı acaba?
Sabahlar bana selam verir,
Akşamları da yorgun bedeninden hal kaldıysa yine selamı esirgemez.
Otobüs yoluna koyulduğunda önümde giderken gördüm onu sabah
Kadife pantolonun sol cebi yırtılmış, öyle asılmış ki üşümekten sanırım.

Akşam olduğunda bu kez yanıma oturuveriyor otobüste.
“Merhaba Abla”diyerek…
O kadar tombiş ki sığamıyoruz
Beş dakika geçmiyor, uyuyor
Etraf nasıl artık türlü mü yoksa lahana yemeği mi bilmiyorum
Kokuyor
Başkası olsa kalkar ayakta bile durabilirdim o derece yani.
Ancak bu emekçinin durumunu biliyorum,
Üstünde bir mont
Ayağında ayakkabıları çamur içerisinde.
İneceği yere yaklaşmaya iki durak kala kendi kendine uyanıveriyor
“Hadi abla iyi bak kendine” deyiveriyor.
Gülümsüyor inerken
Ardından bakıyorum öylece.
Muhtemelen eve gittiğinde yemek sonrası daha çayını içmeden koltuk da uyuyuveriyor.
Yine muhtemelen iki yada üç çocuğu var.
Hayatını onlar için adamış.


Biliyorum ki yarın sabah
Yarın ki tüm sabahlar da o otobüste olmak zorunda
Kendine ait olmayan bir hayatın çıkmazı içinde
Olması gerektiğine inandığı yerde olacak.
Çünkü dünya eşit olmadığı için
O hala içeride değil, otoparka açılan kapının kenarında ki masa da yemek yiyecek
Ve yine çok şükür diyecek…

Yolun açık olsun
Osman Bey.

Hiç yorum yok: