Hürriyet

4 Ocak 2011 Salı

Dostlar...İyi ki varlar...

Paylaşmak


Hayatı boş geçmemek, benim adıma.
Kapıda bir komşuya,
Otobüste hiç tanımadığın şoföre “merhaba,günaydın” diyebiliyorsan,
Paylaşıyorsun demektir.
Hiç tanımadıkların bazen hayatına işlemiş diğerlerini bir an ile siler götürür.

Onları da hiç tanımıyordum, kader bizi bambaşka bir ülke de bir araya getirdi.
O kadar güzel bir çiftlerdi ki kısa yolculuğumuzun son iki günü muhabbetlerimizi tokuşturduk.
Nefes nefes koşuşturmalarımız arasına, mutlu güzellikler kattık.
Paylaştık, anlayacağınız
Hayatın bizi ittire kaktıra yorup da bir yerlere toslattığı bir an kesitinde karşılaştık.
Bir gülümsemeyi
Bir merhabayı
Bir kahvaltıyı
Venedik de Reha bey ile hep birlikte keşif oyununu.
Şarabın en güzelini
Paylaştık.
Paylaştık,çünkü biz farklı bakandık.
Belki başkaları için çok farklı ve hatta tuzsuzdu.
Ancak,
Onlarla frekanslarımız tuttu.
Sanki yeniden balayına gelmiş gibi hep birlikte ve uyumlu bu güzel insanı tanımak,
Hayatı yaşarken onlardan renk almak
Ne güzeldi.
Sonra çok meşakkatli bir hava trafiğinin ardından sabaha karşı ayrılırken;benim orada son gün onlara teknede demiş olduğum gibi “yani anne ile babam gibisiniz”.
Bana bunu hissettirdiniz.
İlla Venedik de aşk sevgili ile olmaz demek ki o anlık yalnızlığımda anne baba ikilisini istemiş ruhum.
Sevgili hakkımı, Paris’te kullanmak istiyorum.
Hava limanında bu güzel insanlar uzun zamandır kimselerden duyamadığımız soruyu sordular bana: “ Bak yalnız gideceksin bir şeye ihtiyacın var mı? Oradan taksi ye binme, alandan bin”
Canım, güzel insanlarım…
İnsan mücevher bulmuş gibi sarılıp öpesi geliyor ellerini.

Sonra bir kez buluştuk Bostancı’da.
Yılbaşı akşamı beni arayıp adresimi istediler,
Olur mu öyle şey falan dememe kalmadı.
Bana hem yılbaşı hem doğum günü hediyesi göndermek arzusundaymış Nevin Hanım.

Bugün kargom geldi.
Yeni senemin yeni ilk hediyesi…
Hoş geldin, uğur olsun.

Nasıl ki sanki İtalya kokuyor
Bir güzel biblo arslan başı motifimi desem ancak saçları üzümden ve renkler; ağırlığını hissettiriyor
Açılan bir dünya gibi biblo ve açılıyor kapak bir sürpriz daha…
Lila, mor arası bir kese.
Kesecik içerisinde üzerinde üç taş olan birbirine geçmiş kalbi andıran gümüş bir kolye…
Gözlerim doluyor, hemen telefona sarılıyorum.
Mehmet bey işten yeni gelmiş henüz.
Nevin hanıma diyorum ki:
Sanki İtalya’dayım ve her şeyden öte bu bir dünya, sizin kalbinizin dünyası
İçinizin sevgisi bana yansıyor…
-Canım küçücük bir şey bizi anarsın
Sizi anarım elbet bunlar bahane.
Bu kolyeyi hayatım boyunca taşıyacağım.
Gülüyor Nevin hanım.

Kadıncağız,çıkmış benim için dükkana gitmiş.
Torununa bakarken kargo şirketine gitmiş
Bana karı koca sevgilerini sunmuşlar
Yanılmamışım orada kendime en yakın onları bulduğumda.
Kalp kalbi buluyor sanırım…

Yılbaşı gecesi üzerime devrilen şarap şişesi de üzümlerle belki bereket içindir kimbilir?
Bu biblo ve kolye de uğur getirir.
Şimdi evimin boş soğukluğunda, beni gülümseten bir obje var.
Ve boynum da güzel bir ailenin sıcak dokunuşu.
İyi ki tanıştık…
Teşekkür ediyorum her paylaşımınız için.
Hayat gerçekten paylaştıkça güzel.
Tekrar mutlu yıllar…

Hiç yorum yok: