Hürriyet

23 Nisan 2011 Cumartesi

Bugün 23 Nisan Neşe Doluyor İnsan

Bugün 23 Nisan
Neşe doluyor insan…


Sabah portakal suları
Kan takviyecileri.
Ardından,

Yol alıyorum hafiften en eski semtlerden biri olan Eyüp’e doğru.
Giderken aklıma düşüveriyor birden.
Eskiden olsa ya Aya Yorgi’de olabilirdim.
Ya da başka bir güzellikte.

Bu kez başka bir tepeye doğru süzülmekteyim.
Anladım,
Her zorlu ve patika yolun sonu
Zirve
Ve
En güzel manzara…

Hayatlarımız da doğayla aynı bilinçle seyretmekte olduğundan,
Umut ediyorum, zirveye az kaldı.

Eyüp Sultan avlusu, hınca hınç dolu.
Bir İspanyol rehber anlatıyor,
Hızla akıyor konuşmaları.

Ne kadar huzur var,
Sabah sabah avluda.
Özlemişim…

Ne zamandır beni çağırıyor fakat gidemiyordum.
Gittim.
Biraz dertleştik.
Göz yaşlarım secdeye varırken istemeden düştü.

Üzülme dedi, içimden.
Bitti.
Geçti.
Artık.
Sana kimse zarar veremez.

Sevindim, kuşlar caminin penceresinden uçuşuyordu o an.
Arkama bakamadan yokuşu çıktım.

Dünyanın başka bir köşesinde olsa,
Ne kadar fazla değerli olurdu.
Her köşesi.

Hep aynı şey oluyor,
Çeşmenin oraya varınca sağdan mı yoksa soldan mı gideceğimi şaşırıyorum.

Tıpkı hayattaki kararlarımız gibi,
İçim sol diyor ancak şaşma bu kez sağ dan git.
Hep sağ tercih et diyor.
Öyle yapıyorum.

Yer yok
Sabahın onu.

Arkamda İtalyan.
Solumda Alman onun gerisinde Rus.
Sağımda Yunanlı.

Yunanlı,
İngilizce sandalyenizi alabilir miyim? Diyor.
-Tabi ki sorun değil alabilirsiniz.

Garson:
Ne güzel güneş sizinle ve siz güneş den güzel, diyerek gülümsüyor turistleri
getiren rehbere doğru.

En az Türkler kadar kalabalıklar.
Paskalya güzel gelmiş,
Onlarda benim gibi adayı seçmemişler.
Yalnız bazı gençler mezarlıklar arasında hep Necip Fazıl yeri arıyorlar
Hem de fotoğraf çekmek için.

Bizler ise temiz bir hava ve güzel bir mekan.

Gözünü sevdiğimin İstanbul’u, bu güzellik bu ahenk başka nerede var?
Yoruyor bizi ancak her hali başka güzel.
İyi ki burada doğmuşum.
Yoksa nasıl tadabilirdim bunca güzelliği.

Garson bir türlü getiremiyor.
Ya çayın sırası, tostu alıyor.
Ya tost çayın.
-Abla, özür dilerim içerde ki çocuk yüzünden,
Valla kızma ona ama çayı değiştirirsin artık ıcetea oldu bu.
( Yani kusura bakma herkes kadar bende önemliyim tamam yalnızım ama)

Arkamdaki aile, hesabı öderken;
Garson “ dört milyon da bahşiş koydum” diyor gülümseyerek,
Adamcağız da “niye o kadar çok”
-E bugün 23 nisan neşe doluyor insan”
Karısı olmalı : İyi de 23 nisanın sizinle alakası ne?”
-E biz çocukluğumuzu yaşayamadık o yüzden böyle eğleniyoruz.
Şaka yaptım tabi.

Manzara şahane
Renk renk ampuller nasıl da süslemiş alanı
Kim bilir kış nasıldır ? Kar da görmekte güzeldir.

Her yer şahane.

Mis gibi havayı soluyup, dalıyorum ev işlerine.
Ne kadar çok atılacak varmış meğer…
Birazı bitti.

Bu 23 Nisan yağmur yok güneş var.

Biliyorum uzak veya yakın bir yerlerde bir umut var.
Benim umudum.
Seviyorum hayatı.

Bu gün 23 NİSAN NEŞ’E DOLUYOR İNSAN…
Çocuklar gibi.

Hiç yorum yok: