Hürriyet

10 Şubat 2011 Perşembe

Seni Bana Hiç Sormasınlar...

Sezen,
Ne güzel söylüyordu şarkıda:
“Nolur sormasınlar bana.
Nolur söyletmesinler derdimi.
Saklarım ben onu kendime.
Yerim kendi kendimi.
Akıyorsa yaşlar gözümden,
Dinmiyorsa bir türlü gece gündüz,
Karardıysa bütün dünya,
Vardır elbet bir sebebi...”

Kapıda karşılaşıyoruz komşuyla
-Nasılsınız? Gözükmüyorsunuz.Çok zayıflamışsınız?Gelmedi mi daha Ankara’dan iyice kayboldunuz.
Yalnız canınız sıkılırsa kapıyı hemen çalın lütfen.Bak,yemek yapamıyorsanız gelin beraber yeriz”
Peş peşe sıralanıyor sorular.
Beklentiler
Cevaplar
Meraklar

Sevdim evet çok sevdim
Ama hiç önemi yok.
Sevdim ve istenmedim.
Ne yapabilirdim;karşımdakinin mutlu olmasına müsaade etmekten başka…
Oysa şimdi sorulara değil, cevaplara ihtiyacım var.
Seni,bana sormasınlar
Seni,sana sorsunlar
Ben bilmiyorum ki neredesin?
Kendime bile cevap bulamazken,sizlere nasıl cevap vereyim.
Versem anlar mıydınız
Duyduğunuz birkaç gürültü yahut yokluk mu cevaplar için yeterli.

Şöyle alıp başımı,köprü altına gidip;
Renk renk yanan o meyhanelerin birinde demlenmek istiyorum.
Da…
Kiminle?
Kim dinler yürekten beni.
Teselli için değil,ben olduğum için kulak verecek,
Beni adam yerine koyacak
Zamanını verecek
Salya sümük halime gerekirse gülücük atacak…
Da…
Boş şeyler…

Zaman geçiyor avuçlarımda
Yüreğim unutmaya çalışıyor her şeyi…
Bayat bir ekmeğin lokması gibi anılar boğazımda,
Ne kusuluyor ne de yutuluyor

Ne olur sormasınlar seni bana…

Hiç yorum yok: