Hürriyet

14 Temmuz 2010 Çarşamba

Zaman Herşeyin Başı ve İlacı ve Öğreticisi...

“Bir hazin İstanbul” adlı bir e posta aldım
Hakikaten hüzünlü bir müzik eşliğinde geçişler zaman tünelinden
İnsan ister istemez düşünüyor,
Kaç yağmur yedi o Arnavut kaldırımları…
Kaç kız o cumbalı evin camından hayalindeki yavukluyu bekledi?
Kaç gelin çıktı yada kaç cenaze
O kahve önünde nargile fokurtanlar nerede?
Ya o ustalar
Dericiler?
Kalaycılar?
Bildiğin hatta belki de konuşmaya doyamayacağın esnaflar?
Kimbilir kaçı o berber de damat traşı olabildi?
Yahut kaçı karısının doğumuna yetişebildi?
Ya o minare kaç ramazana şahitlik etti?
Veya neden bir mezarlıkta fotoğraf çekilir?
"Birgün her canlı ölümü tadacaktır "tırın patenti o fotğrafçıda bence.
Kaç tören gördü o halk
Kaç bayrağı arzuyla kucakladılar?
?
Eski …Eski bugünümüzün izleri aslında
Tam da Feriköy de yeni açılan eskici pazarını duydum tam gitmek isterken üstüne bu geldi.
Eski radyolar… Akordiyon
Kim bilir köstekli saat bilem olabilir…
Şöyle baş ucumuzda sallanıp bizi hipnoz ederek yaşama yeniden kavuşturabilecek.
Bir de müzik çalıyormuş Edith Piaf 'danhttp://www.dailymotion.com/video/xgsdj_edith-piaf-milord_music" oh. Daha ne olsun...
Aşk olsun
Sevgi olsun
Hayat olsun
Biraz eski biraz yeni
Ruh can bulsun.

Hiç yorum yok: