Hürriyet

8 Temmuz 2010 Perşembe

Bir Dans... Bir Ömür... Bir Gün... Gerçekse Değer.


Bir gün Kelebeği…

Bir gün kelebeği olmak istermiydiniz?
Hani şu Temmuz ayının ilk iki haftası arasında Sakarya da köprü üzerinde,sanki kar yağıyormuş izlenimi veren.
Milletin üşüştüğü. Sanırsınız ki hepsi bilim adamı.Tutmaya,bakmaya,ellemeye çalıştığı. Çalışırken de ister istemez düşenlerinin üzerine bastığı…
Kiminlerinin kameraları ile peşinden koştuğu…
İşte onlardan.
Yani gerçek adı : Latince Ephemeroptera takımı.
Gelişimlerini ve yaşam ömürlerini 3 yıl suda tamamlıyorlar. Yavru dönemleri suda olup, erginleştikten sonra karaya çiftleşme uçuşuna çıkarlar.
Çiftleştikten sonra erkekler hemen. Dişiler ise tekrar yumurtalarını suya bıraktıkları zaman ölürler.
Erginleri yani ışığa gelenler Sakarya Nehri kıyısındaki bitki ve ağaçlar üzerinde bir gün yaşarlar. Bölgedeki ışıkların altında toplanıp ölmelerinin sebebi ışığın kendilerini cezp etmesi.
Hararetle ışığın altında koşuşturmaları eşlerini aramaları.
Buldun buldun yani !
Temmuz ayında [bu sene için dün oldu yani 7 Temmuz ] havanın kararması ile birlikte, Sakarya Nehri üzerindeki yine aynı adı taşıyan tarihi köprü üzerinde; çok güçlü bir kalabalık eşliğinde adeta dansa başlıyorlar. Bu dans eşlerini arama dansı. Çok seri olmak zorundalar.
Uçarken çiftleşiyorlar ve bir dişi ancak bir erkek ile çiftleşiyor. Akabinde erkekler hemen, dişiler ise döllenen yumurtalarını suya bırakmaya çalışıp eşinin peşinden gidiyor.

Bu tabiat olayını yakından görmek isterdim onlara dokunmadan, sadece biraz yakınlarından izleyebilmek. Onların dansına şahit olmak. Bu doğa harikasını etraftaki seyircileri katmadan televizyondan izlemek bile muhteşem.
Bu canlıların amaçlarına bakar mısınız !
Aklıma evlenenler için yazıyorum; nikah cüzdanı uzatılırken yetkili makamın kişisinin sarf ettiği sözler geliyor.
Hastalıkta,sağlıkta,iyi günde,kötü günde,yoklukta ve varlıkta. Bir ömür boyu “ eş” olarak seçiyor musunuz ? Kimsenin etkisi altında kalmadan, kendi rızanız ile şahitler huzurunda…
Bu kanatlılar da seçmiyorlar mı?
Hemde en güzeli bir akşam nehir üzerinde. Romantizm de var .Doğa var çünkü işin içinde.
Bence onların ki insanlarınkinden çok daha tutkulu.
Doğru insanı bulmak şans.
Onunla hayatı paylaşmak ayrı bir güzellik.
Hayatın tüm basamaklarında birbirine köstek değil destek olarak yürümek. Kendini ona, onu kendine katmak ve çoğalmak.
Bir dans… Ömrün dansı olmalı ; tutkulu.
Aşk nedir ki ? Gerçek bir sevginin yanında.
Bir nakışlı yastıkta bir ömür geçirmek. O yastığa gözyaşlarını da,sevinç çığlıklarını da, tebessümlerin kadar kızgınlıklarını da karmak.
İşte doğa harikası.
Bir gün için sevmek
Sevmek için ölmek.
Ölmek için sevmek.
Dün iş yemeğinden dönerken yolda annesi ve babası ile yolda yürümeye çalışan, altı bağlı kız çocuğunu gördüm.
-Canım ne tatlı değimde arkadaşlarıma doğru.
Bana bakarken daha yeni yürümeye başladığı için düştü. Ama aldırmadı, doğayla haşır neşir.
Yerde duran kozalak koçanlarından kopmuş parçalara bakıyor tutmaya çalışıyor. Annesinden çekinerek onu kaldırmaya çalışırken de bana gösteriyor parçaları.
Kalktı. Annesi elinden tuttu. Döndü bana; yeşil ela arası kocaman zeytin gözlerle...
- " DUDDT !" dedi .
O kadar tatlı bir sesti ki anlatabilmem mümkün değil.
Elini göstererek ; yani bir elinde annesi diğerinde beni istiyor.
Tutuştuk el ele. Bir yandan benim ayak atışıma ve annesininkine bakıyor.
Epey bir gittik. Babası seslendi. Arabayı park yerinden çıkarmış .
İsmini sordum annesine. Eylül, olduğunu öğrendim.
Ama Eylül elimi bırakmıyor.
"Dell delll" diyor
Annesi de :- Lütfen kusura bakmayın yeni konuşmaya başladı yapmazdı böyle ama.
Yok diyorum estağfurullah ben çok memnunum halimden ( içimden Eylül 'ü alıp kucaklamak geçiyor)
Israrla gitmiyor .Bak diyorum baba bekliyor benimde arkadaşlarım, sen git ben sonra gelicem.
Görmeniz lazım anne çekiştiriyor. O yan yan bebek bezlerinden sarkmış popo başka taraftan.
Zorla biniyor araca.
Arkadaşlar da : “ Erkek olsa aşık oldu diyeceğiz”diyorlar.
Ah !
Aşk! Aşk nedir ki, bir sevginin yanında.
Sevmek , koşulsuz sevmek kolay kolay herkesin anlayabileceği bir kavram değil.
Tıpkı birgün kelebekleri gibi tutkulu,hayal dolu,yaşam dolu,can dolu, kan dolu, heyecan dolu.
İnsanca bir şey.
Doğaya ait olduğunu yakaran belki de tamamıyla içgüdüsel bir olay.
Bir gün... bir an ...bir ömür...
O canlıların bir günü,
Biz canlıların ömrümüz boyu.
Değer be !
Sevmek . Çok güzel bir duygu. Adam gibi…

Hiç yorum yok: