Hürriyet

29 Temmuz 2010 Perşembe

Özlersin...

Özlersin…
Özlersin bir zaman dilimini.
Dilimin içinde ki kahkahaları.
Sevinç gözyaşlarını.
Özlersin…
Özlersin bir an rüzgarı
Rüzgarın uçuşturan ve unutturan tılsımını
Dalarsın.
Özlersin…
Özlersin denizi
Gün batımını ve doğuşunu,
Balıkçıların ağdaki yaşam coşkusunu
Tel tel ördükleri ağdaki huzuru
Özlersin…
Özlersin geceyi
Yalnız yıldızlar çıktığında uzanmak istersin, o derin sessizliğine
Gün doğana kadar koynunda kalmak istersin
Güneş gözlerini kamaştırana dek…
Özlersin…
Özlersin bazen söylenmiş, bazen hiç hatıra bile gelmemiş kelimeleri…
Dilersin,
Dayanırsın bir ağaca.
Nerede o güven?
Nerede o sadakat?
Nerede dost, nerede arkadaş?
Nerede dünya?
Ve nerede sen.
Özlersin…
Düşünmeyi, gerçek anlamda var olabilmeyi
Sözlerinin dinlenildiği, sohbetlerinin kesilmediği.
Özlersin…
Denizdeki yosun gibi yaşamı
Avuç avuç tuttuğun kar taneleri gibi
El açıp dualar edersin
Özlersin…
Tüm kayıpları.
Ve sessizce yalnızlığına dönersin
Bir bilirsin ki özlediğin aslında sende
Senle atar her damar
Yaşıyorsan ve şu an yazarken bile nefes alıyorsan
Sağlıklısın,görüyor ve duyuyor. İlla da hissediyorsun.
Evet çokça inciniyorsun,
Çünkü sen, gerçek insansın.
İşte onun için özlersin…

Hiç yorum yok: