Hürriyet

11 Eylül 2010 Cumartesi

Ne Mutlu Bana...

Neler kalır dünden yarına…
Bir bayram sabahı sonrasından,gezilmiş tozulmuş yolların anısına katılmış dantel oyaları gibidir sevdalarımız.
Ailelerden eski bir ferdi uzun süre sonra görmek bile bize renk katar. Heyecanlandırıverir,renksiz dünyamızı.
İşte o an sanki başka hiçbir şey başka hiçbir sıkıntı,keder yokmuş gibi dalar gidersin onların sözlerine.
Çocukluğunun saklı köşelerinde itina ile sakladığın birkaç eski dosttur onlar.
Bayram birinci gün malum yeğenim yaş günü, babaannesinin ameliyatı sonrası ev halkının bize emanet edip vekaleten misafir ağırladığımız gün dü dolu doluydu.
İkinci gün dayımlardaydım,gencecik yaşına rağmen iki anjiyo sonrası yaşama tutunmaya çalışan ama benim gözümde hala sevecen,çocuksu dayım.
Karlı bir günde boza alan.
Bana atlı karınca ve sevdiğim üzere bize yani en büyük ablasına gelirken muhakkak jöleli şekerlerden alan.
Beni erkek yeğeni ile balık tutmaya götüren.
Tüm aile yapılan otobüs yolculuklarımda değişmez yol arkadaşım; beraber ilk türkü söylediğim kişi.
Yengem seslendi torununa bir şey uzatarak;
-Tamam onu işte dedeye ver şimdi.
Dede !
Dayım o benim, ne dedesi yaw.
Ne zaman dede oldu benim canım dayım…
Cümbür cemaat çocuklarla yerdemiyim göktemiyim gürültü eşliğinde geçti akşam üstü eve döndüm.Annem son gün için illa kendi dayısına gitmek istiyordu oradan halasına tabi teyzem,dayım ve ben ile. Başkaları olsa daha da mutlu olabilirdi kesin.
Sabah buluşuyoruz.
Dokuz da Haydarpaşa’dayız.
Vay vay kaç yıl oldu ben buraya gelmeyeli. Ne özlemişim ben burayı.
Çok beğenirim hem eski olması hem hüznü aynı zaman da sevinci de barındıran bir mekan olması dolayısı ile. Haliyle hayat gibidir Haydarpaşa. İyi-kötü;Güzel-çirkin;Kavuşmak –Kavuşamamak;Evet-Hayır.
Bilet alıyorum: 60 yaş üstü bir kişi olarak toplam dört adet Adapazarı treni Hereke lütfen.
Teyzem atlıyor.
-Eee bende 60 yaş üstüyüm.
Nasıl yani ?
Teyze sen ne zaman oldun o yaş diye içimden geçirirken gişe görevlisi “ son kararırınız mı “diyor.
Evet deyip alıp turluyoruz garı.
Dayım annemler tuvalete giderken bana eski nişanlısı ile buraya geldiklerini daha doğrusu dayım nişanı attıktan sonra kızın barışmak için Adapazarı’ndan buraya geldiğini anlatıyor.
Derin mevzular mesela bu yolculuğa çıkmasam ailenin bu hikayesini öğrenemeyecektim
Sene kaça dayıcım
Valla herhalde 70-71
Vay
İçimden diyorum bu yazılacak kitaplar çoğalıyor da acil benim sayısalı tutturup buralarda değil de kendi kitaplarım üzerine yoğunlaşma zamanım geldi de geçiyor.
Dayım anlatıyor annem,teyzem geliyor konuya dahil oluyorlar ve bilmedikleri çıkıyor yeni havadisler . Ben de tuvalete istemeye istemeye gidiyorum zira hiç sevmiyorum yollarda şu işi.
Arkasından hemen hamama gidesim geliyor öyle iğreniyorum.
Hele in bin otobüslerde vs. Birde kalabalık falan.
-Eee madem konuşacaksınız vakit var tiryakilerde sigaralarını içerken çay ısmarlıyım siz deyip geçiyoruz Haydarpaşa önünde ki masalara.
Teyzem diyor sonra anneme dönerek ben annemi öpünce
-Şuna bak hiç değişmedi çocukken de böyleydi illa sevecek,sarılacak. Canım yaw.
Hakikaten değişmeyen biri olmak bunu da aile ferdinden duymak çok güzel o yüzden ben teyzemin 60 yaşına gelmiş hatta birkaç basamak aşmış olmasına şaşırıyorum çünkü hala büyümüş şu an ki fizik ve kanuni yaşımda hissetmiyorum. Zaten maşaAllah’ım var arkadaşlarım da en fazla 12 yaş genç söyledikleri için çok mutluyum anlayacağınız her an teyze, amca,dayı olabilirsiniz ben müsaitim. Gencim arkadaşlar…
Netice de anneme uyup şu saatte (01:30) eve dönmüş olsak da şu bir gün bana dört gibi geldi yorgunluğu falan unuttum. Çaldığımız her kapıda tüm aile fertleriyle buluştuk. Kayıp giden yıldızlar hariç.
Gördüm ki değişen sadece onların aramızdan ayrılışları değil;yer,konum,çevre her şey değişik.
Yıl olmuş büyük dayının bahçesinde gezmeyeli. Yıllar yıllar önce nişan davetiyemi bırakmak için gitmiştik de çilek toplamıştık…
Bugün ise değişmiş ve biraz daha dağınık bir bahçede yine de ürünleri topladım.Bu kez herşey farklı. Ama olsun daha güzel, güzel olacak herşey.Dalından incir koparıp yedim. Üzüm, şeftali,ayva,nar dolu…Birde salıncak hazırlığındalar aman dedim bunu bitirirseniz beni çağırmayın,çünkü gitmem.
Ben salıncak hastasıyım gerçi abim söz verdi beni lunaparka götürecek ti ama olmadı. Yarın kısmet seçim sonrası gidebilirim çok istiyorum bir dönmedolapa binmeyi.
Şaşırmayın,gülmeyin bence arada sizde deneyin,düşünün.
365 GÜNDE sadece 1 gün bunu düşünmüşüz çokmu?
Kafa dengi olsa. Ooooo sirkus olur hayat.
Yengem yaşlanmış, dayım öyle ee sekseni devirdiler. Allah ömür versin. Ne güzel günlerimiz geçmiştir. Yengem ağlıyor ne mutlu ettiniz bizleri,geldiniz de diyor. Bir daha ki bayramlara görebilme endişesi ile sıkı sıkı sarılıyorum onlara. Hayatımda gördüğüm çok değerli aile efradımdandırlar. Hala hürmetkar,nazik ve bilgili. Büyük dayım seçim ile ilgili de konuşuyor.
Oralara girmeyelim.. Anlatırım
Bu arada Gunseli beni arıyor duymuyorum annemin halasına motorla yani karşı kıyı Karamürsel’e geçerken konuşabiliyoruz.
Halalar da maaile ordalar. Hala da başlıyor ağlamaya. Beni mutlu ettiniz sizde çok mutlu olun diyor. AMİNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNN.
Trenle tıklım tıklım dayımın kulağına “dayı hadi türkü söyleyelim yine tarlayaaaa ektiiimmmm soğannnn yemedi iii gitttiiii oğlan mıydı doğan mıydı?” dayım gülerken başlayan tren yolculuğu, bir motor, ardından (az kalsın yer bulamıyırduk 2 saatlik yolu da 4 saatde geldik beni dinlemediler Yalova oradan feribotla geçecektik istemediler ses etmedim zira bu insanları bir arada hepsini nasıl yakalayabalirim her şeye eyvallah bol bol foto ile birlikte muhteşem manzaralarla eyvallah) otobüs ile otogar da nihayetlendi.
Ama keşke arabam olsaydı ve ben onları zahmetsiz evlerine bırakabilseydim.
Yediğimiz ev baklavaları,zeytinyağlı dolmalar ve o güzel insanlarımın sıcaklığı cabası.
Nasıl yorgun olunur?
Nasıl özlemişim doğallığı,güzelliği karşılıksız sevgiyi.
Annem eski binaya bakıp (üzerinde Nuh Çimento İlköğretim yazıyor) burası Sümerbank’ın satılmadan evvel lojmanlarıydı ben burada teyzen şurada aşağıda oturdu. Şurada yazlık sinema vardı. Şurada şu. Burada bu.
Haydarpaşa da oh ne güzel karışan görüşen yok ne güzel abla iyi ki getirdin bizi diyorlardı.
Dönüşte daha da mutlulardı ben de en az onlar kadar mutlu.
Ben şanslıyım zaten
Çünkü keyif almasını biliyorum.
Hayatı seviyorum, hala renkleri görebiliyorum.
Bir şeker bayram ardından bir daha yaşanması zor bir günü mutluluk la yaşamış olmanın güzelliği ile sabaha hazırlanacağım.
Teyzem ;sen oraya gitmişsin bizi de torunlarla götürsene diyor eminönün de motorla geçerken ben sana takılayım. Tabi tabi diyor annem takıl.Zaten herkes onunla gitmek istiyor diyor.
Valla takılan mutlu bende mutluyum  demek ki.
Eee yarın da kahvaltıya davetliyim tabi kalkabilirsem
Günleri fulluyoruz hadi hayırlısı.
Tekrar iyi bayramlar
Allah biliyor muradımı diğer bayram da inşaAllah orada olurum.
Yazarım merak etmeyin.
Sevgiyleeeeee

Hiç yorum yok: