Hürriyet

4 Mart 2011 Cuma

Fayda Etmek...

İnsanın insana,
Hatta yaşadığı doğaya faydası yok ise;
Neye yarar geçen zaman…

Küçükken babacığımdan çok sık duyduğum bir söz vardı.
“İnsanların hayırlısı,insanlara faydası olanıdır”.

Ondanmıdır yoksa benim kendi karakterim mi bilmiyorum.
Çok kötü değilsem o gün.
Moralim idare ederse misal.
Selamlaşmadan geçmem,
Hiçbir otobüse binmem.
Hayırlı işler/ Kolay gelsin.
Demeden çıkmam.

Şimdi bunları niye anlatıyorsun diye hemen sorgulamayın.
Susun bir yargılamayın da,
Zaten ne yapıyorsak bundan oluyor…

Arkadaşın annesi ameliyat olacak üstüne üstlük,tekrarı olacak.
Ortopedi ile ilgili bir durum.
Kan gerekiyor.
Benim ki uyuyor,
Hemen akşam iş çıkışı gidiyorum doğduğum hastaneye.
Oldum olası oralıydım ben.Artık oradan da soğudum.Nedense?...
Neyse.Allah herkesin yardımcısı olsun.
Düğün dernek gibi herkes birbiri ile yarışıyor kan vermek için…

Her şey,herkes tamam.
Ama "Anne ve Baba" bir dur.Bir dur kardeşim.
Hemen aklıma,
Sevgili Cemal Süreya’nın “Sizin Hiç Babanız Öldü mü?”
Mısraları düşer...

Ne derin bir şiirdir o…
“Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü kör oldum
Yıkadılar aldılar götürdüler
Babamdan ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç hamama gittiniz mi?
Ben gittim lambanın biri söndü
Gözümün biri söndü kör oldum
Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
Söylelemesine maviydi kör oldum
Taşlara gelince hamam taşlarına
Taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
Taşlarda yüzümün yarısını gördüm
Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
Yüzümden ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?”

Ağlamakda,gülmekde hep bizler için yaşarken.
Ve inanın gülmeyi arzulamak kadar ağlamanında bize kattığı değer var.

Hele annesini yada babasını kaybetmiş olanlar,
O aç toprağın koynuna,istemeden bırakanlar beni çok iyi anlarlar mısralarda gezinirken.

Bazen ise bir şiiri okumana bile gerek yoktur.
Onun sana söylemiş olduğu herhangi basit bir söz gelir, birdenbire aklına.
Önce gözlerin dolar sonra ıslanırsın.
Kurudukça, aslında ruhunla yeniden olgunlaşırsın.

...

İşte annesine yardım etmek istedim.
Bir faydam olsun istedim.
Görevli kan tespiti yaptı,bekliyorum;
Diğer görevli iki,üç dakika sonra,
-Siz,kan veremezsiniz
Deyiverdi!!!

*Nasıl? Neden,ben arkadaşımın ,
-Hep böylemisiniz?

Bankonun ardından eğildim:
*Nasıl,nasılım?
-Değerleriniz çok düşük
*Ben daha önce verdim,verebiliyorum
-Bugün veremezsiniz. Her zaman böylemisiniz?
Bir yandan tuhaf olarak bana baktığını hissediyorum.
Kendisine iyi akşamlar diyen bir kadın.Güleryüzlü.Tebessüm ediyor.
Kolay gelsin, diyor. Kılığı kıyafeti yerinde.Oflayıp,puflamıyor.

*Yani işden geldim,Açım.Haliyle yorgunum.
-Ama çok düşük

*Tamam da ben vermek istiyorum daha öncede verdim ben.
Bir bak kendine diye bağırıyor neredeyse.

Tespih gibi dizilmiş bir işe yarayan o kan vericilere takılmış gözlerim,kendi ezikliğimi duyuyorum. Adamı duyamıyorum.

Arkadaşımdan özür diliyorum.Benden önce gelen arkadaşta hap kullandığı için almamışlar.

Sonra kardeşimi arıyorum yoldan
Böyle böyle bir faydam olamadı.
"Yahu üzülme,bir kan hapı iç ancak bir tahlil yaptır.
Bu bayılmalarında buna bağlı olabilir çünkü"

*Tamam, iyi akşamlar.

Baba,bir yerde hatamı yaptık.
Fayda sınırını mı aştık…

Aslında biliyormusun kimsenin kimseye zararı yok faydası da,insan ne yaparsa kendi yapıyor.
Seçimlerimiz,yemeklerimiz,her şeyi bir önceki tercihlerimiz belirliyor.

Ah.Babam be,sen boşver bunları faydam olamadı ancak keşke yanımda olsaydın,şu an iki lafın belini doğrultsaydık.

Ne kederden...Ne yalnızlıktan bahsetmek istiyorum…
Ne ölümden...Ne tutunamamaktan
Bunları yıllardır konuşuyoruz,

Ben bahar gelişi, aşkı özledim.
Ben gülmeyi özledim.
Ben mutlu…
...

Aslında keyfimi bir şey bozamaz.
Yazarkafe’de günün sitesi olmuşum sağ köşede.
Gördüğünü de biliyorum…Baba…

Herkese acil şifalar ve doğru yollar…
Sağlık ve de Sevgiyleee

Hiç yorum yok: