Hürriyet

2 Mart 2011 Çarşamba

ÇAYIR ÇİMEN ÜSTÜNDE BAHARI BEKLEMEK

Ihlamur kokuları,
Peşi sıra kekik ve ona arkadaş envayi çeşit yeşillik yayılıyor usulcacık…
Burnum ve sonra ciğerciklerim,yavaş yavaş dansa başlıyor.

Allah’ım.Bu nasıl bir güzelliktir,kattığın doğaya.
Yeşil.
Mavi.
Öpüşüyorlar,sonra kuşlar eşlik ediyor bu samimi ortama.

Çayır,çimen hep aşk üstüne.
Kainat söz vermiş hep,
Hep en güzel şarkıları söylemeye...
Meltem başlıyor hafiften,
Ardından kavurmayan güneş çıkıyor piste.
Naz-ı endam ediyorlar,
Çayır çimen üstünde...
Kainat söz vermişti, dedik;
İnsanoğlu’da gülümsüyor çevreye…
Vapurlar,tek tük ilerliyor,
Hava henüz ısınmamış.
Daha çok ısırıveriyor hala.

Olsun,yaşamanın en manalı ve en anlamlı an.ları başlamak üzere.
Ben hissediyorum,

Ben şişeyi açmaya niyetlenince,
Ufaktan kuşlar mırıldanır olur camımın önünde,
Sonra bir güneş açar,yok olur gizlice.
O zaman vapur başka gelir...
Havada ki koku başka,
Sanki tüm insanlar dostum,
Herkes aşk içinde,

Çiçeklerim beni bekler,
Çayır çimenim beni.
Ciğerciklerim özlemiştir,kışın rehavetinden en temizinden bir demli çay molasında denize karşı o bir bardak çayı…
Ve bir iki ay sonra açtı açacak mimozalarım,
Ah sarhoş eder işte o şişedeki meyler…
Özlemim basar,her şeye ruhum
Katıksız yaşarım kainatın hediyesini.
Severim böyle havaları ben,
Sanırım ada zamanım geldi…
Bin bir güzellik ve fayton sefam.
Dünyanın en güzel tepesindeki serçelerim ile ekmek kırıntılarım,
Piti kare örtüler.
Ve ince dallı,zarifcik ağaçlarım.
Biliyorum,sizde beni derinden özlediniz.
İyi biliyorum siz,sizi gerçekten seveni çok iyi bilirsiniz.
Ve hiç bırakmazsınız…
Geleceğim…
“Çayır çimen üzerinde” naz-ı endam etmeye…

Hiç yorum yok: