Hürriyet

1 Ağustos 2011 Pazartesi

GALATA EYÜP KALABALIK VE MANEVİ HUZUR

Manevi Huzur

Manevi huzur ve bilhassa 15 bin kişiyi bulacak o toplulukla aynı anda dua edip, yemek yemenin ilginçliği düştü aklıma.
Öyle birden bire.
Düşünsenize solunuzda Eyüp Sultan, sağınızda Eminönü Yeni Cami.
Çaprazda o mağrur, efendi duruşu ile Galata.
Dimdik ayakta.
Diyorlar ki eski Galata Köprüsünün üstünde yapılacak Ramazan Ayının ilk iftar yemeği.
Ben de iş dönüşü Unkapanı’nda inip takribi olarak Kadir Has Üniversitesi’ni biraz geçince bulabileceğimi düşünüyorum ama nafile.
Yürü babam yürü.
Sonra bir adamcağıza soruyorum:
+Eski Galata Köprüsü nerede?
-Hım ileride ama ne yapıcan?
+Güzel soru:
Üçtaş oynayacağım…
Etek sarı sen etekten sarısan, türküsünü okuyacağım.
İkinci şık daha hoş, aslında köprüde güzel okunurmuş.
Atlamayacağım amca korkma !
Hayat kısa, zaten o bir yerde bırakacak beni.
Daha gencim dur bakalım neler göreceğiz?
Güzellikleri bulalım.
İlerliyorum,
Birine daha soruyorum bir de diyorsun ki doğma büyüme İstanbul’uyum.
Bu ne şimdi?
Bu günlerde çok kızıyorum kendime.
Artık vazgeçmek üzereyken polis memuruna soruyorum.
-İçeri girin tarihi binayı takip edin solda göreceksiniz.
+Teşekkür ederim de burası Feshane !
Yaw kardeşim doğru dürüst söylesenize şurayı.
Ter içinde kalmışım ama kendim kaşındım.
Sanırım tur dönüşü hala hızımı alamadım.
İçerisi ana baba günü, masalar dolmuş.Millet ayakta. Çoluk çocuk mahalle kimi ararsanız orada. Bir de ramazan o muhteremliğine saygı falan aramayın herkes konforundan ödün vermiyor.
Hepimiz kardeşiz, tek bir yaradan için buradayız değil mi?
İnanma.
Bu da bana ders olsun.
Annem arıyor:
-Denize bakıyorsun ne işin var oralarda kalabalık da oruçlu oruçlu.
+Aaa sen beni mi gördün ne zaman meğerse yakalanmışız kameralara.
Sorma canım, bir suyu zor alabildim. Günah işliyorsunuz bekleyin falan diyorum ama kimse takmıyor.Üst üste herkes yemek falan hal getire zaten yemeğe de gelmedim biliyorsun şuranın ruhani havasını, şu güzel akşamın maneviyat ikliminde gezinebilmek maksadıydı amacım ama kulağıma kocaman Afrika küpesi oldu.
-Umarım olmuştur, eve gel evinde ye yemeğini oyalanma emi kızım.
+Tamam canım.
Çıkıyorum dua ettikten sonra, öylece bakarken.
Üstelik arkama Eyüb’ü.
Soluma Galata’yı sağıma Yeni Cami’yi
Dümdüz ve ışıltılı bir denizde ne güzel şeyler düşlemiştim.
Aslında biliyorum bu medeniyet bizim toplumumuzun sevdiği bir şey asla olamadı.
Atatürk öğretemedi, kim öğretecek artık.
Bir saat rötarlı olarak eve gelince yani biraz önce yiyorum Allah kabul etsin.

Bir daha toplu yemek mi ?
Amannnn…
Benim ruhum yeter de artar bana.
Aman.

Hiç yorum yok: