Hürriyet

4 Kasım 2010 Perşembe

Bu Gece...

Piyano tuşları iniyor,ince ince…
Yüreğimin huzur arayan satırlarına,
İtalyanca “çiçekler” diyor şarkı da.
İçerisi gözüken cam bir vazo da, sapları diri yeşil çiçekler,
Üzerleri bembeyaz zambaklar…
Misal,
Ben öyle tahayyül ettim.
Anlamlarını bilmiyorum,
“Stasera”
Bu akşam diyor. Şarkı da.
Gecenin baskınca üstüme düştüğü.
Yırtmaya çalıştıkça ayağıma dolanan uzun bir çarşaf gibi bu gece…
Oysa mutluluklar öyle mi?
“Perce” …
Yani, “çünkü” diyor şarkı da…
Yalnızlıklar kalır avuçlarımızda,
Bir teselli ile sildiğimiz gözyaşlarımızla.
Silinir gider onlar da usulca…
Şarkı demiyor tabi,ben yazıyorum.
Güçlü duyguların, derin ve tutkulu insanların acısı gibi,
Taze,her nefes de.
Sakin,her dalga da.
Güneş rengi,gibi umutlu yine de.
Karanlıklar basar mı hiç içinize
Ağlasan da,
Camı açsan.
Bağırsan da…
Asla içinden çıkmayacak karanlıklar.
Beyaz bir tül gibi iner yalnızlıklar ruhuna,
Uzun sessizlikler, bilirsin böler geleceğini.
Ama yine de portakal rengi istersin,
Yorgun gözlerine,sessizce
O rengin gölgesi bile umut verir çünkü canına.
Her şeye rağmen,nefes alıyorsa insan hala ümit vardır yine de geleceğe.
In bacca al lupo !
Yani,
İyi Şanslar !...
Her kimin ruhunda piyano tuşları basıyor ve
Her kimin şansa ihtiyacı varsa…

Hiç yorum yok: