Hürriyet

15 Kasım 2010 Pazartesi

BAYRAM...

Bayram.

Bu bayram farklı şeyler yapmalı.

Bu fikri arada sırada aklımdan geçiririm.
Mesela bir gün yalnız bir bayramdı benim için, kalktım Süleymaniye Camisine gittim.
Gerçekten.
Kadınlar için ayrıLmış dış avluda, tıklım tıklım iğne atsan yere düşmez vaziyetde.
Ama gerçekten muhteşem bir his ile namazımı kıldım.
Namaz sonrası dağıtılan; şerbet,pilav vs onlardan hiçbirini almadım ama Kuran-ı Kerim’i aldım.
Güzel yapılmış bir kitaptı ve netice de benim için bir kitaptı. Hem de özel bir kitap.
Şimdi yaptığım uzun yolculuk sonrası tramvay duraklarında asılmış reklam panolarına ilişti gözüm.
“Kurban Bayramında Sayın Başbakanımız ile Süleymaniye Açılışını gerçekleştireceğiz”
Ne güzel !
Trafik felç olacak kesin !
Sabah sabah, muhtemelen oradan da Üsküdar'a geçer.
Hediye kapma derdine namaza gelen çocuklar.
Derdini anlatma gayesine düşmüş yaşlı amcalar.
Birde öz ve öz kendisi ile baş başa kalmak ve alnını şu seccadeye bir an olsun koymak isteyenler.
Velhasıl yarın bu hat dolu olacak.
Sabah işe giderken oysa ne güzeldi. Özlenen ve hasret ile beklenen bir İstanbul trafiği.
Yenibosna ya kadar bomboş.Bildiğiniz arazi.
Bunu özlemiş olacak ki şoför,aheste aheste yol almakta.
"Bas be ağabeycim gaza şimdi öbürü kalkarsa nasıl yetişeceğim.Haklısın bu trafiği nereden bulacaksın bir daha". diye içimden geçirmedim değil ama şoför oldukça mutluydu.

Öğleden sonra kabristan işleri dolayısı ile; Topkapı,Belgrad,Kozlu,Silivrikapı hatları full dolu.Bu sene bayağı yer gezdim Allah kabul etsin,görüyorlar mı bilmem ama umarım bilmişlerdir geldiğimizi.Biz çocukken şimdi ziyaretlerine gittiklerimiz öyle derlerdi ve biz korkardık;bizi görüyorlar mı?nasıl yani?sağa bakma sola bakma arkanı dönme.Gülüyorum şimdi,bir nesil nasıl geçmiş.Çok şükür biz yüreğimizi sağlam tutmuşuz.

Oradan çıkıp Kadıköy’e geçmek için Taksim’e gidiş, tam kalabalık değil ama orta üstü.
Ancak Taksim’den Şaşkınbakkal’a geçiş arazi.
Yani tam tamına Taksim’den Fenerbahçe stadına geldiğim anki süre 15 dakika.
Köprü bomboş…Ne güzel bir geçişdi o.
Fakat temiz hava alma isteği ile vapur ile dönme faslı yorucu.Tramvay hınca hınc.
Şunu görüyorum ki bazı yerler; hala standat anenevi bayram modunda.
Bazı yerler Bağdat Caddesi,Kadıköy gibi ortalama aynı modda.
Ama bazı yerler çoktan şehri terk etmişler.

İstanbul bize kaldı. Oh iyi ki kaldı.
Bu bayramda farklı bir şey yapasım var.
Netice de deliye her gün bayram.
Ha bu arada içinden bak şimdi veya estağfurullah diyenler için de şu notu ekleyivereyim hemen.Elime yıllar önce bir yerden geçmiş ve mutfağıma astığım,sıklıkla okuduğum Şeyhedebalı'nın Osmangazi'ye bir not var uzunca bir not.
Herkes de görünce benden ister bu notu.Nereden buldun diye.
Gönlü açık olana herşey geliyor zaten ötesini merak etme.

İşte o notun sonunda "Unutma oğul.Atın iyisine doru,yiğidin iyisine deli derler"der.
Cinsiyetim bu dünya için geçerli.

Yediğiniz tatlılar ve o güzel şekerlemeler tadında mutlu,huzurlu,sevdiklerinizde birlikte çokca bayramlar elbet de bayram tadında günler geçirmeniz temennisi ile…
Sevgiler…

Hiç yorum yok: