Hürriyet

26 Kasım 2011 Cumartesi

Dedemin İnsanları...

Dedemin İnsanları…

Dedemin İnsanları, dün vizyona girdi.
Akşamın o saatinde oldukça kalabalık sayılabilecek kadar seyirci ile bütünleşmesi güzeldi.

Çağan Irmak’ın şu her konu da asla unutmadığı “vefa” duygusuna hayranım.
Aslında insani erdemlerinizden birisi olan bu olgu artık günümüz dünyasında yol alırken; çok aranılan ve unutulmuş bir nitelik olarak anlam kazanıyor insan yaşamlarında.
Güzel, hafif ve yorucu olmayan bir senaryo üzerinden; özellikle yetmişli yıllarda çocukluğunu geçirenler için ufak dokunuşlarda bulunuyor.
Filmi izledikten sonra karar verebiliyorsunuz;

Ya ilçeye gelen yeni belediye başkanısınız,
Ya eskisi…

Ya dedikodu yapan ağzı boş kalabalık esnaf,
Ya hem öğreten hem eğiten bir ticaret erbabı…

Ya sevgisizsiniz,
Ya sevgisiniz.

Mübadele zamanında karşılıklı olarak yaşanan;her insan üzerinde travma yaratabilecek olayları çok hafif, adeta iğne oyası gibi işleyerek geçen;
Çocukların dünyasından kocaman bir bakışla harmanlayan bir film.

Ve film içerisinde Sn. Irmak’ın hep yaptığı gibi her karakter başak bir zenginlik rol küçük olsa da anlatmaya çalıştığı pek çok şey yer almakta.

Küçük çırak Tahsin’in hem oyunculuğuna hem kendine bayıldım.
Çocuklar yaşam içerisinde ne kadar masum gözükürken yıllar geçince çok farklı,
Ya da kötü nitelendirirken etrafı ileride çok iyi bir insan olarak çıkabiliyor.
Bu niteliklerde en büyük pay sahipleri de istinasız büyürken yol gösterimcilerimiz sanırım.
Kendi adıma tekrar şükrettim bana ışık tutanlar için…

Dedemin İnsanları…
Benimde İnsanlarım…
Hepimiz azcık üç şekerli…
Aynen.
Babam ve Oğlum gişesini veya etkisini bırakacağını sanmıyorum ama başarılı olsun isterim.
Dedemin İnsanları, film içerisinde bahsedildiği gibi
Sessizce kaybolup gittiler. Nerelere gittiler o güzel insanlar sanki hiç yoktular.
Ama iyi ki vardılar.

Hiç yorum yok: